Yeni Siyasi Yelpaze: Öncesi ve Sonrası ile Yeniden Yapılandırılması Planlanan Siyasi Oluşumlar.

Türkiye siyasi açıdan çok tuhaf bir ülke. Geçmişinde siyasetten başka konuşacak konusu olmayan insanların yaşadığı, herkesin ülkeyi kurtarmakla görevli ve sorumlu olduğu bir harçla yoğrulmuş kitlenin, asimile edilerek kim kimi dikizliyor, kimin gelini daha gelin… kimin ki gelmeyin yarışmaları, kim elendi kim kaldıdan başka ilgi alanının bırakılmadığı günlere geldik.

Amerikan planı ve uygulaması 12 Eylül öncesi yelpaze çok basitti.. Demokrat Sol odaklı bir CHP, Milliyetçi Muhafazakar çizgide AP, İnanç odaklı MSP ve Merkez sağa odakla daha bir milliyetçiliğe tutunan MHP.

12 Eylül önce, güdümlü bir parti yaratmaya çalıştı tutmadı diye düşündük. Ancak bu aslında iyi bir istihbarat ve analizin sonucunda toplumu yönlendirmek için bir tuzaktı belki de. Siyasi yasaklar neticesinde, saha dışında kalan tecrübeli siyasetçilerin bıraktığı boşluğu, yukarıda adı geçen tüm partilere mensup, tüm beklentisi ticari kazanç ve yolunu tutmak olan bir güruh ANAP olarak oluşan dalgadan faydalanıp sahile çıktı.

Yasakların kalkması süreci ile birlikte bit pazarına nur yağdı, AP devamı DYP, CHP den DSP, MSP den Refah, MHP aynı adla devam etti vb…. Ekonomik-Siyasi kriz filtrelerinin sağladığı siyasi elemeler, 12 Eylül yönetiminin, ABD-CIA projesi SSCB yi yıkacak güç ABD güdümlü islamdır stratejisi ile desteklediği, Türki cumhuriyetlerde Kuran-ı Kerim dağıtan, dinlerin kardeşliği ile yürüyen, ABD kökenli üniversite-istihbarat-STK destekli fetoş ile birlikte ANAP’ın hayalleri olan ama ABD fişeklemeli, federal yapı yolunda ilerleyecek akepe nin ortaya çıkmasına kadar süregelen bir oluşum..

Sevr in hortlağı olan BOP, hedefleri arasında yer alan ve arap havuzunu bulandıracak İsrail ile kardeş bir kürt devletinin mezopotamya hakimiyeti (Barzani yahudi akrabalık ilişkileri olan bir piyondur) hayali için Türkiye, İran, Irak ve Suriye topun ağzına getirildi. Irak ve Suriye de plan tamamlandı, BOP eş başkanı “eyyy amerika eyyy israil” uydurmaları ile uyuşturduğu zombi sürüsünü uyuturken sıra İran ve Türkiye ye geldi.

Gelelim artık zurnanın son perdesi olan bugünkü duruma:

Millet nezdinde artık kredisi biten, hukuksuzluk (Güçler birliğinin yok edilerek tek merkezde toplanması, mahkemelerin emirle karar alması vesaire), yolsuzluk (bakan hatta başbakanların vede hatta cumhurbaşkanlarının oğul ve yakınlarının süreç içerisinde eriştikleri inanılmaz servet, kayırma (değil birinci derece yakın artık sülalece yönetime geçme, lise mezunu oğulların kızların yeğenlerin eşlerin danışman, danışılmayan yollarla astronomik maaşlara bağlanması), ve tabiki DAMAT faktörü, etkisiyle yolun sonuna gelen bir akepe iktidarına son nefes olarak çeşitli şantaj şaibeleri arasında birbirlerine inanılmaz hakaretler olmasına rağmen, kucak kucağa bugünle gelen bir baxhceli desteği….

SONUÇ

Bilinmeyen bir el yine sisteme müdahale ederek siyasi yapıyı yeniden şekillendiriyor.. Hemde gizli gizli değil çok açık ve net…

CHP ye biçilen yer iktidar.. artık zamanın geldiğine karar verildi.. Ve bu amaçla CHP milli ve manevi değerlere daha yakın bir vizyon içerisine çekilerek, çok parlak bir ekibe teslim ediliyor. Ekrem-Muharrem bu işi üstlendi.

MHP son operasyonla (teröristbaşına destekten bahseden bir partide hiçbir ülkücü barınmaz barınamaz) tabanından tamamen koparıldı ve silinmesi süreci başladı. Misyonu, AP nin çizgisine daha yakın hatta ondan daha fazla demokrat sola hoşgörülü İYİ parti alacak, biçilen rol Ana Muhalefet.

İnancın siyasi rant olarak kullanılması, inançlı kitleninde artık midesini bulandırdığı için, daha dürüst, hem demokrat sola, hemde milliyetçi muhafazakar kesime yakın bir görüntü veren Saadet Partisi akepeden kalan artıkları da toplayarak, inanç partisi misyonunu üstleniyor.

Ancak en ilginç gelişme, pkk nın ulaşmak istediği hedefte gerçekleşiyor. Terörün hedefi, desteğini alamadığı kitleleri, zor kullanarak yönlendirmek ve kendi siyasi düşüncesini hakim kılmaktır. Bu süreç içerisinde zor kullanım, yeterli desteği arkasına aldığında yasal siyasi kimliğe devşirmeyi gerektirir. Aksi taktirde savunduğu siyasi görüşle birlikte yok olur gider. pkk ve hdp ufak tefek karşılıklı destek-tehdit-söylem çatışmaları ile bugüne kadar geldi ancak hiçbir zaman hdp pkk siyasi hedeflerinin yasal temsilcisi olarak kabul görmedi. Fakat bugün kaybedileceği kesin olan bir seçim ile teröristbaşının imajını sıfırlayarak, hdp yi resmi bir kimlik partisi haline getirip legalleştirmenin oyunu sahneye kondu. Bunun sonunda……

YAŞAYIP GÖRECEĞİZ YADA AYAĞA KALKIP BİZ YÖNETECEĞİZ..

SİZE SÖYLÜYORUM

MUSTAFA KEMALİN ASKERLERİ

Aleni hıyanet mi, gaflet ve delalet mi

Aşağıdaki yazdıklarımdan herhangi birisine cevap vererek akepe ye oy vereceğini söyleyen var mı?

Sevrin kopyala yapıştır devamı olan Türkiye yi bölme ve yok etme projesi BOP eş başkanıyım derken emperyalistlerin planlarını biliyorsan aleni hıyanet bilmiyordum kandırıldım diyorsan gaflet ve delalet içerisindesin…

Fetoşun pislikleri ordudan atılırken mgk da şerh düşerken, yetkiyi alınca hepsini selamsız orduya sokarken, hileli sınavlarla kadroya alırken, bankasına ödüller verip göğe çıkarırken, dershanelerini sorgusuz sualsiz meb den onaylarken, türkçeyi dünyaya tanıttı diye parasını bile bastırıp alkışlarken, hakkındaki kırmızı bülteni bile iptal edip dön bir tanem hasretinden kuruduk bittik diye zırlarken….
Onun ne bok olduğunu biliyorsan aleni hıyanet… bilmiyordum kandırıldım diyorsan gaflet ve delalet içerisindesin..

İkdidar sahibi olur olmaz askere sınır ötesini yasaklayıp kışlaya kapattığın sürenin terör örgütlerine alan hakimiyeti verip her türlü lojistik ağını, eğitim avantajını, sivil halka baskı pozisyonunu vermek olduğunu biliyorsan aleni hıyanet…
Bilmiyordum kandırıldım diyorsan gaflet ve delalet içerisindesin…

Açılım yalanıyla bir kere daha askerimi eylemsiz bırakıp, teröriste toparlanma fırsatı verdiğini, bin tonlarca inşaat malzemesi ve patlayıcıyı şehir merkezlerine sokup hendek tünel inşaatları yaparken ahalinin valiliklere gönderdiği ihbarları hasır altı ettirirken, örgütün halk desteği arkasında zannederek hendekten askere ateş açtığında askerin sivillere dokunamayacağı bu sayede kurtarılmış bölge hayallerini…. biliyorsan aleni hıyanet… bilmiyordum kandırıldım diyorsan gaflet ve delalet içerisindesin..

 

 

 

Giresun’un Rahmetli Olmuş Yaşlılarından Kalan Bir Anektod

Demişlerdi de inanmamıştım. Demişlerdi la uşağım bi gün birileri karşına çıkacak Atatürk’e Osman Ağa’ya sövüp sayacak diye, gülüp geçtiydim, çocukluk işte.

Sorduydum niye ki diye…

Anlattı.. La uşağım bu pontusçular var dı ya toplanıp Ticaret Lisesine bayrak asan, ha işte onlar acayip zengindiler, her gece vur patlasın çal oynasın.. altın saçarlardı.

Atatürk sayesinde ve Osman Ağa eliyle defterleri dürülüp sandallanıverince, (sandallamanın ne demek olduğunu özelden sorun cevaplarım) bunlardan geçinen gürüh pek bi bozuldu…

Ha işte uşağım eğer bir gün Mustafa Kemal Paşa’ma, Osman Ağa’ma dil uzatan birileri karşına çıkarsa bilesin ki, işte onlar…

Bu altın kesesinin ucunda sallanan sünnetsiz rum malafatına tutkun orrrospuların soyları.. pezevenklerinin tohumlarıdır….

Aklı Hür, Vicdanı Hür Nesiller Var mı Bir Yerlerde ?

Gelişmeler ne kadar ilginç, aslında sosyoloji ve psikoloji tezlerine gebe bir ortam oluştu. YSK tuhaf ayıbını örtmek için mazlum seçmenin haklarını koruduk masalı yazmış. Arkadaş sen bu “Mühür” uygulamasını, zaten ben Seçmenin hakkını korumak için koymadın mı ortaya rezil, utanmaz. Bu mührün gerekçesi seçmen, dışarıdan gelen hazır tercihi basılmış oyu sandığa atıp, kurulda verilen boş pusulayı götürüp tercihinin, insanlığının fahişesi olamasın , seçmeni satmaya, satın almaya meraklı pezevenklerin, kavatların imkan bulamasın diye koymadın mı mührü kanuna. Sonrasın da o elinde teraziyle kılıç tutan kızcağızı da çevirdiniz vesikalı yarinize.

Peki be ey akp li vatandaş, Bu uygulamayı başındakiler ile birlikte ve başındakiler için savunurken, ya bunun hakka hukuka uygun olduğuna gerçekten inanıyorsun, yada daha elim ve daha vahim olarak, nasılda uydurduk oh olsun vicdansızlığındasın.

Eğer birinci seçenek doğruysa seninle oturup konuşuruz anlatırız, okursun öğrenirsin, ama ne olur aklını ve vicdanını hür tut ki, kendi kararını kendin ver. Sana kimse dikte edemesin kararını. Saygım da beraberliğim de seninle olur o zaman.

Ama ikinci grup ta olanlar için sözün bittiği yerdir ve sizin de, bu tezgahı hazırlayan şerefsizlerin de, göz yuman hukukçu bozuntularının da, bu milletin ve yurdun bağrında yeriniz yok.

Bilin ey aklı ve vicdanı çobanının elinde zincirli şerefsizler…

Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
Tufanları gösteren, tarihlerin yadıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti,
Cehennemler kudursa, ölmez nigahbanıyız. 

Yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle,
Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:
Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen,
Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.

Bu Sizin İçin Bir Başlangıç

AKP ajansının açıkladığı 51.23 resmi olmayan sonuç, devamında şaibeli uygulamalar ve itirazlar sonucu değiştirir mi göreceğiz. Ancak “Hayır” yönünde olabilecek bir düzeltme sizin sindirebileceğiniz bir lokma değil. Hatta belki de Hayır seçeneğinden çekinerek akp olarak referandumu iptal etmektense, yasaya aykırı uygulamalar ile ortam oluşturup Hayır cephesine iptal işini yıkmak ve böylece şirkperestlerinizi daha kolay provake etmek. Sonuçta referandumun iptali durumunda B planınız;  Hayır sonucuna katlanmaktansa, sizin için daha uygun şartlarda referandumun yenilenmesi olacaktır. Bu şartları oluşturmak için her yol mubah olacak. Baskı, yıldırma politikaları, belki merzifon eşeği marifetiyle provakasyon ve sokak çatışmaları. Sonuç evet olsaydı böyle olmazdı yaygaraları.

Ama artık karşınızda çok daha bilinçli ve sonuç alabileceğine inanan bir toplum olacak ve asla yılmayarak keskin ve kararlı bir duruş sergileyecektir. Şu anki sonuç değişse de değişmese de; bu zayıf oranla aldığınız destekle bile durumunuz bıçak sırtındadır.

İşte bu ahval ve şeraitte  bilmeniz gereken “Son” bir an değil, bir süreçtir.  Ve bu referandum sizin için süreci başlatmıştır.

Bu sizin için “Sonun Başlangıcıdır”

Hayırlı ve uğurlu olsun.

Neden mi Hayır?

Çok basit…

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.

BOP un eş başkanıyım diyen kendisi…  Şimdi BOP’un hem Orta Doğuya hem de Türkiye’ye açtığı belalarla cebelleşiyoruz. Birader bu BOP’un Sevr Antlaşması’nın yeni versiyonu olduğunu görmeden bilmeden eş başkan olduysan “Gaflet ve Delalet içerisinde”, bilerek yediysen bu haltı “Aleni hıyanet” içerisindesindir.

Ben bildim bileli fetoş dediğim salya sümük efendi kırmızı bültenle aranırken, kim iptal etti bu bülteni? ve kim zırladı? “Bitsin bu hasret gel hocacığım” diye… Ama bak kesinlikle kandırılmadı haaaa… Bu durumda da değil “Gaflet ve Delalet içerisinde” doğrudan “Aleni hıyanet” içerisindesin. Yazık benim vatandaşlarıma ki senin başında olduğun devlet kurumlarının ruhsat verdiği, yasalarla yolunu açtığı, bankalara para yatırdıkları için, senin başında olduğun Maliye Bakanlığı’nın vergi ödülleri verdiği şirketlerinden mal aldıkları, iş yaptıkları için,  senin başında olduğun Milli Eğitimin milyonlarca lira destek verdiği dershanelerine çocuklarını gönderdikleri için, hapse düştüler. Onlar yazık ki sadece gaflet ve delalet içerisindeydi aleni hıyanet değil. Ah bir de hatıra para pul çıkartan kimdi bu şerefsizin işlerine; devlet desteği ve himayesi olarak… Aleni hıyanet hem de minare boyu.

Bir de şu açılım dümeni, sizin iktidarınız boyunca askere sınır ötesi değil, sınır içi bile hareket yasağı koydunuz kışlaya kapattınız. Teröriste her türlü lojistik alt yapı, eğitim zamanı, saha düzeni için fırsat verdiniz. Valileriniz emniyet müdürleriniz şehir ve kasabalara yüzlerce ton (bırak silahı cephaneyi patlayıcıyı) inşaat malzemesi sokup mevzi hazırlarlarken ne halt yiyordu? Şimdi dersiniz ki onlar fetocu, yaff kim atadı la bunları o göreve, kim imzaladı, kim maaş verdi?

Ama ne oldu hayallerinizdeki rejim değişikliğine temel olacak kaosu bölge halkı yıkıverdi. Nasıl mı? Teröriste siper olacağını sandığınız o insanlar, evleri barkları yakılıp yıkılma pahasına çekiliverdi teröristin önünden ve askere polise temizle şunları deyiverdi. Ve o asker- polis dünyada hiçbir ordunun göze alamayacağı can bedeliyle santim santim temizleyiverdi… BOP’un hayallerini beton sığınakların altına gömdü.

Açılım açılım diye kol kola hayal çekip, ulumalarına ailece zırıltıyla gözyaşı döktüğünüz, teröriste bu imkanları verirken sonunu göremediyseniz  “Gaflet ve Delalet içerisinde” bilerek yediyseniz bu haltı “Aleni hıyanet” içerisindesiniz.

Devlet adamlığı ciddiyet, sağduyu, kararlılık ister. Devlet adamı ülke imkânları ile gerçekleştiremeyeceği, yapmayacağı işi beyan etmez, beyan ettiyse ne pahasına olursa olsun yerine getirir ki, temsil ettiği devletin ve milletin vizyonuna, güvenilirliğine, saygınlığına halel gelmesin.

Yahu oynamaktan bütün eklemleriniz laçka oldu kıvır kıvır, yerle bir ettiniz Ülkemin kıymetlerini.

Şu saygısız, seviyesiz cibilliyetsiz egemen zibidisi Sayın Sezer gibi “Devlet Duruşu ve Saygınlığın” timsali bir kişiliğe dil uzatırken bahsettiği Apartman Kapıcılığı için bile tecrübesi ve çalıştığı, bitirdiği işlere bakılır.

Sizin güruhun yukarıdaki icraatlarına bakılınca değil bir milyon kere hayır…

Dip not: Baba tarafından Bin Ali isimli bir Kafkas akıncısına, Ana tarafından da Çanakkale’de 9 kurşun yemiş bir gaziye dayanır ailemiz. İlave olarak aile fertlerimiz içerinde Albayı, Binbaşısı, Miti Polisi neredeyse bir tek ben sivilim. Bende naçizane 1992 de Silvan da Asteğmenliğim sırasında bir kazada sakatlandım… Netice itibarıyla, “Hayır” dediğim için bana terörist diyenin de düşünenin de dedirtenin de taaaaa…

Yeni bir arayüz ile tekrar yayındayım.

Hukuksuzluğun, aymazlığın, sorumlu sorumsuz ayakların baş olduğu günlerde, doğru yolu bulmak için yönetim sistemlerinin sağ duyulu, hedefe yönelik, gereksinimlere ve ölçümlere dayalı objektif yöntemlerle çizdiği yol haritaları belki tüm yöneticilere ışık tutar.
İşte bu düşünce ile durum analizi ve yol haritası önerileri ile buradan paylaşımlarda bulunacağım,

karınca kararınca,
söndüremediğim ateşte gözümü kırpmadan yanacağıma and içerim.